Öncelikle şunu bilmek gerekir ki İslamiyet’te ölü kurbanı adıyla bir kurban yoktur. İslamiyet’e göre ölü adına veya kurbanın sevabı ölüye bağışlanmak koşuluyla kurban kesmek caizdir. Ölen kimsenin mirasçıları bu konuda ölen kişinin herhangi bir vasiyetinin bulunmaması durumunda onun adına kurban kesmek ile yükümlü değildir. Bir Müslüman, sevabını ölen anne veya babasına ya da herhangi bir yakınına bağışlanmak üzere kendi mal ve mülkünden bir hayır kurumuna veya fakirlere dağıtabilir, Kurban Bayramı günlerinde kurban keserek bu kurbanın etinden kendisi de tüketebileceği gibi fakire veya hayır kurumlarına da dağıtabilir.
Ölen kimsenin kendi adına kurban kesilmesi gibi bir vasiyeti yoksa yakınları sevabını ölen kişinin ruhuna bağışlamak suretiyle Kurban Bayramı günleri haricinde de kurban kesebilmesine müsaade edilmişse de Kurban bayramı günlerinde kurban kesmek daha sevap olduğu için Kurban Bayramı günlerinde kurban kesmesi daha hayırlıdır. Eğer ölen kişinin kurban kesmek ile ilgili bir vasiyeti var ise bu vasiyet ancak Kurban Bayramı günlerinde yerine getirilir ve kurban etinin tamamının fakirlere ya da hayır kurumlarına dağıtılması gerekir.
Şafii mezhebine göre ise bir kişinin izni olmadan diğer bir kişi onun namına kurban kesemez. Eğer ölen kişinin kurban kesmek ile ilgili bir vasiyeti var ise ölen kişi adına kurban kesilir. Eğer ölen kişinin vasiyeti yok ise ölen kişi adına kurban kesilmez. Şafii mezhebi buna gerekçe olarak da “İnsan için yalnız çalıştığının karşılığı vardır.” Ayet-i Kerimesini göstermektedir. Allah’a (c.c) inanmayan birisinin kurbanı kesmesi ise kesinlikle caiz değildir. Ancak kesilen kurbanın etinden Müslüman olmayanlara da dağıtılmasında İslamiyet açısından herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
Bu konuda görüldüğü gibi mezhepler arasında çeşitli içtihatlar olduğu için bu konuda Müslümanların kendi mezhebinin gereğini yerine getirmesi daha uygun olur.
